Türkiye’nin 7 bölgesindeki 43 ilde yapılan anket çalışmasının sonucu: İnsanların yüzde 25’i engelli çocuklara acıyor; katılımcılar engelli çocukların ayrı sınıflarda eğitim almasını istiyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve UNICEF ortaklığında hazırlanan ‘Türkiye’de Engeli Olan Çocuklara Yönelik Bilgi, Tutum ve Davranış Raporu’, Türkiye’de insanların engelli bireylere yönelik bilgi ve tutumlarına dair çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Rapora göre insanların yüzde 25’i engelli çocuklara acıyor; yüzde 25’i kendi haline şükrediyor. Engelli çocukların yüzde 38’i en çok sosyal yaşamda dışlanıyor.
İki kurumun yürüttüğü “Bir Sen Daha Var” projesi kapsamında hazırlanan rapor, 7 coğrafi bölgedeki 43 ilde, 204 mahalle ve köyde yapılan anketin sonucunu içeriyor. Elde edilen veriler şöyle:
– Engelli olan bir çocukla karşılaştıklarında normal davrananların oranı yüzde 17, üzülenlerin oranı yüzde 60, acıyanların oranı yüzde 25 ve kendini düşünerek haline şükredenlerin oranı yüzde 25 olarak tespit edildi.
En sorunlu alan eğitim
– Katılımcılar engeli olan çocukların yüzde 38’lik bir oranla en çok sosyal yaşamda dışlandıklarını ifade etti. Sosyal hizmetlere erişim konusunda ise yüzde 17 ile eğitim en sorunlu alan olarak öne çıktı.
– Katılımcıların yüzde 53’ü engeli çocuklarla ilgili çok az bilgi sahibi olduğunu söyledi. Katılımcıların yüzde 44’ü engeli bir çocukla tanışmadığını, tanışanların ise yüzde 36’sı akrabasında, yüzde 29’u komşusunda, yüzde 24’ü hanesinde engeli bir çocuk bulunduğunu belirtti.
– Engeli çocuklarla ilgili haber kaynaklarında ilk üç sırayı medya, aile-arkadaş ve tanıdıklar ve günlük deneyimler aldı. Engeli çocuklarla ilgili bilgi seviyesini yükseltmede medyanın ve kişileri engelli çocuklarla bir araya getirmeyi amaçlayan programların önemine dikkat çekildi.
İş bulma şansı düşük
– Cevaplardan toplumun, engeli çocuklarla sosyal ilişkiyi, kendilerinin ya da ailelerinin zarar görmediği, çocuklarının gelişimlerinin olumsuz etkilenmediği ve kendilerini herhangi bir sorumluluk altına sokmayan durumlarda kabul edilebilir bulduğu ortaya çıktı.
– Katılımcılar, engeli olmayan çocuklar için sosyal, bağımsız, güçlü karakterli gibi daha çok olumlu sıfatlar kullanırken, engeli olan çocuklar için ise güvensiz, üzgün, mutsuz gibi daha çok olumsuz sıfatlar kullandı.
– Katılımcılar, kendilerinin veya çocuklarının zarar görebilecekleri, eğitimlerinin sekteye uğrayabileceği durumlarda belirli engel gruplarındaki çocukların kendileri için özel olarak düzenlenmiş, aynı engeli olan çocukların gittikleri sınıflarda eğitim almasının uygun olduğunu söyledi.
– Katılımcıların yüzde 90’ı okulların engeli olan çocukların ihtiyaçlarına göre düzenlenmesinin toplumun ve devletin görevi olduğunu söyledi. Ancak, okullarda iyileştirmeler yapılsa da engeli olan çocukların iş bulma şansının diğerlerinden daha düşük olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 74 olarak tespit edildi.
Milliyet